1934 Trakya Olayları, 1934 yılının yaz aylarında Trakya Bölgesi'nde yaşanan, Yahudi karşıtı şiddet olayları ve pogromlardır. Özellikle Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Çanakkale'de yoğunlaşan olaylar, bölgedeki Yahudi nüfusunun büyük ölçüde göç etmesine neden olmuştur.
1930'lu yıllar, dünyada ve Türkiye'de milliyetçiliğin yükseldiği bir dönemdi. Türkiye'de Tek Parti Dönemi yaşanmakta ve Türkçülük ideolojisi devlet politikalarında etkili olmaktaydı. Bu dönemde, "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyaları gibi uygulamalarla, azınlıkların Türkleşmesi yönünde bir baskı oluşmuştu. Ayrıca, ekonomik krizin etkisiyle artan rekabet ortamında, bazı çevreler Yahudileri ekonomik sıkıntıların sorumlusu olarak görmekteydi. Bu ortamda, çeşitli antisemitik söylemler ve komplo teorileri yayılmaya başlamıştı.
Olayların fitilini ateşleyen olay, 1934 Haziran ayında çıkan bir söylenti oldu. İddiaya göre, Başbakan İsmet İnönü'nün Çanakkale ziyareti sırasında, Yahudiler tarafından suikast girişiminde bulunulmuştu. Bu asılsız haber hızla yayıldı ve Trakya Bölgesi'nde Yahudi karşıtı gösterilere yol açtı. Gösteriler kısa sürede şiddete dönüştü. Yahudi evleri, işyerleri ve sinagogları taşlandı, yağmalandı ve tahrip edildi. Yahudilere yönelik sözlü ve fiziki saldırılar yaşandı.
Olaylar sonucunda, Trakya'daki Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı İstanbul'a ve diğer şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Birçok Yahudi, evini, işini ve mal varlığını terk ederek bölgeden ayrıldı. Olaylar, Türkiye'deki Yahudi cemaati için büyük bir travma yarattı. Devletin olaylara müdahalede yetersiz kalması, Yahudilerin devlete olan güvenini sarstı.
1934 Trakya Olayları, Türkiye tarihinde tartışmalı bir konu olmaya devam etmektedir. Olayların nedenleri, sorumluları ve sonuçları hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı tarihçiler, olayların devletin bilgisi dahilinde ve hatta teşvikiyle gerçekleştiğini iddia etmektedir. Diğerleri ise, olayların yerel unsurların etkisiyle kontrolden çıktığını savunmaktadır.
1934 Trakya Olayları, Türkiye'deki Yahudi cemaatinin kimliğini ve hafızasını derinden etkilemiştir. Olaylar, Türkiye-İsrail ilişkilerinde de zaman zaman gündeme gelmektedir. Olayların incelenmesi ve tartışılması, Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve azınlık hakları konusunda daha duyarlı bir yaklaşım geliştirmesi açısından önemlidir.